İYİ Parti Sözcüsü Kürşad Zorlu, Genel Başkan Meral Akşener’in 26 Ağustos tarihinde Afyon Kapalı Spor Salonu’nda vatandaşlara hitap edeceğini söyledi. Zorlu, “Burada yapılacak önemli açıklamaların Türk siyasetinde önemli bir başlangıç olacağını ifade etmek istiyorum” dedi.
İYİ Parti Sözcüsü ve Medya İlişkileri Başkanı Kürşad Zorlu, Başkanlık Divanı toplantısı ardından genel merkez binasında basın toplantısı düzenledi.
Akbelen'deki ağaç kesimini gündeme almak üzere Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) olağanüstü toplantıya çağrıldığını hatırlatan Zorlu, “Tüm grubumuzla yarın TBMM'de olacağız ve bu öneriyi destekleyeceğiz. Sürecin büyük bir olgunlukla tartışılmasının önünü açmaya çalışacağız” dedi.
26 AĞUSTOS VURGUSU
Genel Başkan Meral Akşener'in 26 Ağustos tarihinde Afyon Kapalı Spor Salonu'nda vatandaşlara hitap edeceğini ekleyen Zorlu, “Büyük Taarruzun 101. Yıldönümü vesilesiyle bazı etkinlikleri gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Buna ek olarak Cumhuriyetimizin 100. Yılında da bazı faaliyetleri gerçekleştirme kararı aldık. Özellikle 26 Ağustos tarihine dikkat çekiyorum. Burada yapılacak önemli açıklamaların Türk siyasetinde önemli bir başlangıç olacağını ifade etmek istiyorum” ifadelerini kullandı.
DEPREMDEN SONRA TOPLANAN YARDIM PARALARI
Depremden sonra toplanan yardım paralarına da değinen Zorlu, “Bu sabah bir hükümet sözcüsü Hatay'da niye su yok diye sorulduğunda yerel yöneticileri suçlamaya kalktı. Peki Devlet Su İşleri ne iş yapıyor? Böyle bir suçlamanın yapılmaması gereken günlerdeyiz. İnsanımız susuz ise sen hükümet olarak buna çözüm bulmak zorundasın. Yerel yönetimin eksikliği varsa iş birliği içinde bunu giderebilirsiniz ama kolaycılığı asla kabul etmiyoruz. Ancak görülüyor ki şaşalı anonslarla televizyonlarda toplanan yardım paraları bile yerine götürülemezken hükûmetin başta imar afları ile yaşattığı plansızlık, yeni ÖTV zamlarını vatandaşımızın üzerine bindirdi. Şimdi soruyoruz; “Türkiye Tek Yürek” kampanyasındaki 115 milyar TL'nin ne kadarı toplandı ve bu para nerede kullanıldı?” diye sordu.
“NE KADARLIK TOPRAK VE GAYRİMENKUL EL DEĞİŞTİRDİ?”
Zorlu, deprem bölgelerindeki tarım arazilerinin imara açıldığına yönelik iddialarla ilgili ise “Anayasa'mız bunu açıkça koruma altına almıştır. Ülkemizin tarım ve hayvancılık ihtiyacının yüzde 16'sını karşılayan deprem illerinde, acaba 6 ayda ne kadarlık tarım arazisi, mera, bahçe imar kapsamına alınmıştır? Bunların lokal bazlı gerekçesi ne olarak gösterilmiş ve illere göre dağılımı nasıl gerçekleşmiştir? Bize göre deprem bölgelerinde zarar gören sulama ve diğer tüm tarımsal altyapı eksikleri giderilmeli veya yeniden yapılmalıdır. Bırakın tarım arazilerini dönüştürmek tarımsal ekonomi ve istihdam açısından destekler artırılmalı ve bölgede üretim yapanlar nezdinde göçe engel olacak tedbirler alınmalıdır. Bununla birlikte Hatay dâhil olmak üzere bu 6 aylık dönemde ne kadarlık bir toprak ve gayrimenkul el değiştirmiştir? Bunları merak ediyoruz.” şeklinde konuştu.
OLASI İSTANBUL DEPREMİ
Uzmanların olası İstanbul depremine yönelik uyarılarını hatırlatan Zorlu, şöyle konuştu:
* “Uzmanlar şu an İstanbul'daki bağımsız birimlerin dörtte birinden fazlasının riskli durumda olduğunu belirtiyor. Bunların bir kısmı bazı yerleşim birimlerinde yoğunlaştığı için olası bir yıkımın etkisi çok daha büyük olabilecektir. Bu sebeple hazırlık çalışmalarına hız vermemiz gerekmektedir. Gecikecek, kaybedecek bir günümüzün olmadığını buradan açık yüreklilikler söylüyoruz.
* Ranta dönüşmeyecek vatandaşların hak kaybı yaşamadan sadece uygun koşullarla evlerini yenilemeleri gerektiği bir dönemden geçiyoruz. Yasa ise yasa. Ne gerekiyorsa yapılmalıdır. Biz Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni ivedilikle bilgilendirmesini ve derhâl bir araştırma komisyonu kurularak, konunun merkezi ve yerel yönetim tarafından ortaklaşa yürütülmesini istiyoruz. Biz varız, buna hazırız. Sayın Bakan'ın Meclis'i olağanüstü toplama yönünde bir ihtimalden bahsettiğini biz de okuduk. Sizi tutan yok. Ekim sonrasını hiç beklemeyin. Bu konuları hemen konuşalım.”
“ÜLKE EKONOMİSİNİ UÇURUMUN KENARINA SÜRÜKLEDİLER”
Türkiye ekonomisinin savrulmaya ve vatandaşın alım gücünün tükenmeye devam ettiğini savunan Zorlu, “Ülkeyi yönetenler bırakın verdikleri sözleri tutmayı, ülke ekonomisini bir uçurumun kenarına sürüklemiş durumdalar. Milleti nefes alamaz hâle getiren ‘nas'lı ekonomi politikasından vazgeçip; 'Rasyonel zemine dönmeliyiz.' diyen yeni ekonomi yönetiminin bu sözü söylediğinden bu yana yaklaşık iki ay geçmiş ve bakın hangi zemin nasıl değişmiş? Dolar kurunda yüzde 32, motorinde ise yüzde 42'lik bir artış gerçekleşmiş. ENAG adlı firmanın hesaplarına göre bu 60 gündeki enflasyon artışı yüzde 21, TÜİK rakamlarını esas aldığımızda ise yüzde 15 düzeyinde gerçekleşmiş. Bu yıkım tablosu karşısında Merkez Bankası tahminlerini güncellemeye kalksa da Mehmet Şimşek'in de en büyük sorunu TÜİK hâline gelmiş gözüküyor. Tıpkı emeklinin, emekçinin olduğu gibi” değerlendirmesini yaptı.
“VATANDAŞIN GÜNDEMİ AÇLIK”
Eline aldığı süt ve toz çekeri kürsüden gösteren Zorlu, “Vatandaşın gündemi bu. Süslü laflarla, yurtdışındaki bazı meseleleri gereğinden fazla köpürterek vatandaşımızın gündemini farklı yerlere çekmek isteseler de vatandaşımızın gündemi bu; açlık, açlık seviyesi maalesef. Burada 1 kilogramlık bir süt var. Bahsettiğim tarihte bu 5 TL düzeyindeymiş. Şimdi 30 TL. Bize en yakın ülke ise yüzde 34 ile Macaristan. Avrupa Birliği gıda enflasyonu ortalaması yüzde 15, Euro bölgesi ortalaması yüzde 13,7, OECD ortalaması yüzde 11, G7 ortalaması ise yüzde 7 olarak hesaplanmış. Bu çalışma ülkemizdeki vahim tabloyu bir kez daha gözler önüne seriyor.” ifadelerini kullandı.
“EMEKLİYE DERHÂL EK ZAM AÇIKLANMALI”
Plansızlık sebebiyle zeytinyağı fiyatlarının da arttığının altını çizen Zorlu, “Eğer önlem alınmazsa seneye sıkıntı daha da artacak. Yok ama olur mu? Nasıl olsa millet oy verdi. Şimdi de sorunların çözümü için 31 Mart'taki seçimleri göstermeye başladılar. Bunun adı zeytinyağı gibi üste çıkmaktan başkası değil. İşte bu ibretlik görüntü, zeytinyağı fiyatını dizginleyemeyenlerin zeytinyağı gibi üste çıkmasından ibarettir. Aylardır yaşanan trajedi de budur. Buradan bir kez daha uyarıyoruz. İnsanlarımızın tahammül gücü kalmamıştır. Bırakın Ocak laflarını, 31 Mart kaflarını. Bugünden tezi yok emekliye derhâl ek zam açıklanmalı ve açlık sınırının üzerine taşınmalıdır. Ayrıca emekli kademeli ücretler de yeniden düzenlenmelidir.” diye konuştu.
“BUNUN ADI YASAL TEFECİLİK DEĞİL DE NE?”
Ne faizin ne de dövizdeki artışın önüne geçilemediğini vurgulayan Zorlu, “Olan bitenler; bu ne perhiz bu ne lahana turşusu dedirtiyor. Zira özel bankalar aylık yüzde 4 faizden aşağı kredi vermiyor hatta yüzde 5'i bulduğunu dahi görüyoruz. Bunun adı bir tür yasal tefecilik değil de nedir? Hadi bu oranlarla kredi almayı kabul ettik diyelim, 70 bin TL'den fazla verilmiyor ya da 12 ay vadeden fazlası olmaz deniliyor. Ülkemizde 70 bin TL ile ne yapılabilir? Bu arada bu sıradan vatandaşlarımız için geçerli bir durum. Yandaşsanız kredi muslukları devlet bankaları eli ile düşük faizle sonuna kadar açık. Ama gerçek ihtiyacı olana değil. Siyasi iktidarının zihniyeti en baştan beri zengini daha zengin etmek! Yoksulluğu ise siyasi çıkarları için yönetmek. Yoksulluk yönetimi diye bir tez yazılsa bu iktidarın dönemi incelensin muhteşem bir tez çalışması olur.” değerlendirmesini yaptı.
“AİLELER, ÇOCUKLARININ İHTİYACINI HANGİ BÜTÇE İLE KARŞILAYACAK?”
Öğrencilerin yurt sorununa da değinen Zorlu, yurt sorunu karşısında öğrencilerin ve ailelerin tedirginlik içinde olduğunu vurgulayarak şöyle konuştu:
“Okulların açılmasına çok kısa bir süre kaldı. Öğrencilerin ihtiyacı olan kıyafet ve kırtasiye ihtiyaçlarını aileler hangi bütçeyle karşılayacak? Böyle bir bütçeyi insanların cebinde maalesef bırakmadınız. Vergi zamları, ÖTV zamları derken verdiğiniz maaş artışlarını insanların cebinden fazlasıyla geri aldınız. Biz bu duruma karşı seçimden önce eğitim destek kartı vereceğimizi taahhüt etmiştik. Size de öneri olarak; ‘okul destek ödemesi' gerçekleştirmesi tavsiyesinde bulunurken üniversite de öğrenimi gören öğrencilere de aylık geri ödemesiz bin TL katkı sağlanması tavsiyesinde bulunuyoruz.”
TÜRK HAVA YOLLARI'NA YÖNELİK ŞİKAYETLER
Türk Hava Yolları'na (THY) yönelik vatandaşlardan çok sayıda şikayet geldiğini ekleyen Zorlu, “Son zamanlarda uçuşlarda çok sık gecikme yaşanması ve bilet satışlarında fazla biletleme yapılması dolayısıyla insanlar mağdur ediliyor. Bu şekilde vaktinde gelen yolcular da mağdur ediliyor. Birçok ilimiz Türk Hava Yolları iç hat uçuşlarının yeterli olmamasından, özellikle İstanbul ve Ankara gibi merkezlere olan uçuş sıklığının azlığından şikâyetçi. Ayrıca yapılan çapraz uçuşların da kaldırılmış olması; örneğin Erzurum-Bursa gibi iç hat uçuşlarının tamamen ortadan kalkması ve sayısı 60'a yakın olan havalimanlarının da kullanılmaması anlamına geliyor. Madem uçuşlar yapılmayacaktı, bu kadar havalimanı niçin yapıldı?” açıklamasını yaptı.
“THY'NİN 2023’TE DE 600 MİLYON DOLAR ZARAR EDECEĞİ DOĞRU MUDUR?”
Zorlu şu soruları yöneltti:
* “İç hatlarda tavan fiyat uygulamasına 2013 yılında başlandığında bu yana piyasaya etkisi ne olmuştur? Havayollarını şikâyetleri neden dikkate alınmamıştır? Ulaştırma Bakanlığı’nın iç hatlarda tavan fiyat uygulaması sebebiyle THY’nin 2022’de iç hatlarda 400 milyon dolar zarar ettiği, 2023’te de 600 milyon dolar zarar edeceği doğru mudur?
* THY’nin iç hatlardaki zararının direkt dış hat uçuşlarından karşılanması için İstanbul Havalimanı’na düşük maliyetli havayollarının sefer yapması engelleniyor mu? Tavan fiyat uygulaması sebebiyle pazarda rekabetin bozulduğu, iç hatlarda zarar eden havayollarının mevcut uçuşlarına yenilerini eklemek yerine yoğunlukla dış hatlara yöneldikleri doğru mudur?”